14 Ekim 2007 Pazar

Günümüzde aşılara güncel bakış açısı

Bir kaç sene öncesine kadar köpek ve kedilerin senelik aşılarını yaptırmak gerekli olarak biliniyordu. Zaman değişti ve artık pek çok veteriner hekim ve bağışıklık sistemi araştırmacıları senelik tekrarlanan aşıların gerekliliği konusunda aynı fikirleri paylaşmıyorlar. Hatta pek çoğu veteriner hekim web sitelerinde gereksiz aşılamalardan uzak durmak konusunda bilgi veriyor, koruyucu hekimlik konusunda kendilerini geliştiriyorlar.

Kirk's Current Veterinary Therapy XI – veteriner hekimlerin el kitabı- nda Dr. Tom Phillips D.V.M. Ph.D. and Dr. Ronald Schultz Ph.D. (immüologist ve Wisconsin Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Patolojik Bilimler Departman Başkanı) tarafından yapılan açıklamalara göre yıllar öncesinin yıllık aşılama geleneği yetersiz bilimsel verilere ve onaylamaların eksikliğine dayanıyor. Bir istisna olmaksızın yıllık tekrarlanan aşıların hiç bir bağışıklıklıkla alakalı gerekliliği yok. Virüslere karşı bağışıklık yıllar boyu, hatta hayat boyu sürebiliyor. Tekrar aşıları sadece zehirli maddelere karşı bağışıklık kazanmak amaçlı yapılıyor. (ör. Tetanoz tekrar aşısı insanlar için 7-10 senede bir öneriliyor). Ancak kedi ve köpekler için hiç bir zehirli maddeye karşı aşılama şu an uygulanmıyor.

Bağışıklık sistemi bir "hafıza"ya sahip ve hafıza hücreleri içeriyor. Bir kere bu hafıza hücrelerine belirli bir hastalığa karşı ne yapacakları gösterildiğinde (11-16 haftalıkken bir yavru köpek aşılaması gibi), ne zaman bu hastalıkla karşılaşsa antibadi üretecektir - yıllar boyunca, muhtemelen hayatı boyunca.

Yıllık hatırlatıcılar bu sebeple gerekli değildir. İşin gerçeği yıllık hatırlatıcılar faydasızdır çünkü Kirk's Current Veterinary Therapy XI kitabında açıklandığı kadarıyla, tekrar aşılama vücutta mevcut antibadilerin araya girmesi sonucunda ikincil bir tepkiyi teşvik etmede başarısız olur.

Açıkça, yıllık tekrarlanan aşılar işe yaramamaktadır. Zaten bir önceki aşılamadan köpek veya kedinizin vücudunda antibadiler bulunmaktadır. Bu antibadiler tekrar aşısının etkisini nötralize ederler. Böylece tekrar aşısının bağışıklığı kuvvetlendirdiğini ve zaten bağışıklık sahibi bir hayvana faydalı olacağını söyleyemeyiz. Hayvanınız daha “fazla“ bağışık olamaz.

Peki veteriner hekimler neden her sene tekrar aşılıyorlar? Çoğunluğu temsil etmediklerini umduğum, işin ticaretini düşünen veteriner hekimlerin gelirlerini aşılar yerine yıllık rutin kontroller ve hastalık önleyici çalışmalar üzerine yoğunlaşmalarının hayvanlarımızın sağlığı açısından daha iyi olacağını düşünüyorum.

Sonuçta yıllık tekrarlanan aşılar zararlı mı? Önemsiz olsalar da pek zarar vermiyorlar diyemeyiz. Aşılar zararsız değildir. Aşılar zararsızdır bir mitten ibarettir ve aşılar hayvanın sağlığını ve bağışıklık sistemini bozarlar. Belki de rutin aşılamalar hayvanlarımız için yaptığımız en kötü şey olarak ifade edilebilir. Her tip rahatsızlığa ve kronik hastalıklara yol açarlar. Bazıları hatta önlenmek istenen hastalığın semptomlarına yol açar. Hayvan bağışıklığı araştırmacıları aşıların hayvanın hayatında bir yada iki defa verilmesinin gerekli olduğunu anlatıyorlar.

Bir aşının zararları anında ortaya çıkmayabilir. Bir sonraki ay ya da yılda ortaya çıkabilir. Fazla aşılamanın sonucu ortaya çıkan rahatsızlığa "vaccinosis" deniyor. Fazla aşılama sonucunda hipotiroidizm, kulak enfeksiyonları, bağışıklı sistemi rahatsızlıkları, eklem rahatsızlıkları, kronik deri alerjileri, kaşıntı ve korkaklık, agresyon gibi davranış bozukluğu sorunları ortaya çıkabilir. Gözlenen o ki, nesiller boyu fazla aşılanan hayvanlardan doğan yavrular da bu tıbbi kötü muamelenin cezasını çekiyorlar.

AVMA Journal’a (http://www.avma.org/, American Veterinary Medical Association - Amerikan Veteriner Hekimlik Tıbbi Birliği, Sayı 208, 1996) göre "Aşıların yıllık uygulamalarının önerilmesini desteleyecek hiç bir bilimsel veri yoktur. Dahası, aşıların tekrarlanarak uygulanması anafilaksi ve otoimmun hastalıkların yüksek riski ile bağlantılı olabilir." deniyor. Aynı yayında “Yıllık uygulanan pek çok aşının etiket bilgilerini destekleyen pek az bilimsel veri mevcuttur. Geçmişte yıllık aşıların hayvanlara zarar vermeyeceği ve pek çoğuna yardımcı olacağına inanılıyordu. Fakat, yan etkileri hakkındaki endişeler bu tavrı değiştirmeye başladı. Hastalar hiç bir etkisi olmayan veya olası bir ters reaksiyon gösterebilecek bir şey için para ödüyorlar.“ şeklinde belirtiliyor.

Bu görüşleri paylaştığınızda veteriner hekiminizin sizi sindirmesine izin vermeyin. Eğer veteriner hekiminiz bir otorite figürü olarak yıllık tekrarlanan aşılarını yaptırmayı istemediğiniz için hayvanınıza bakmayacağını, aşılanmadığı takdirde risk altında olduğunu ve yeteri bakımı göstermediğinizi söylerse kendinizi suçlu hissetmeyin. Bu uygunsuz psikolojik baskı karşısında korkunuza bağlı kalarak risk altında olmayan hayvanınızın aşılarını yaptırmaya kalkmayın ve aşılama konusunda bilinçli olun. Anlayışlı ve gündemi takip eden, yeniliklere açık bir veteriner hekim sizi anlayışla dinleyecektir. Size hayvanınızın sağlığı için en uygun olan hastalıkları önleyici ve koruyucu doğal yöntemleri önerecektir.

Bu yazıdaki bilgiler http://www.yourpurebredpuppy.com/health/common/vaccinations.html sitesinde veteriner hekimlerin görüşlerini ve benim yorumlarımı içermektedir.

2 yorum:

cakiltasi dedi ki...

merhaba başak hanım,

inanın benim kafam karman çorman oldu. aşıları yaptırmamak nasıl doğru bir yöntem olacak?

benim iki tane kedim var. şimdi 6 aylık oldular. bütün aşılarını tamamladık. 7'şer den 14 aşı oldular. bir de şimdi 3 ayda bir parazit aşılarını oluyorlar. parazit aşının bir yan etkisi var mıdır? ki benim kedilerimin kaka problemlerini hala daha çözmüş değiliz. haplar iğneler bi türlü tam işe yaramadı. hala daha bir yumuşak bir katı yapıyorlar kakalarını. ben ne yapacağımı kime güvenecğimi şaşırdım. internette milyonlarca farklı şey yazıyor.

pire için de limonlu yöntem sanırım. yan etkisi olan bir yöntem. pire için çözüm ne olacak onu da çözemedim. ben hiç dışarı çıkartmadığım halde. ayakkabılarımla taşıdığım parazitler sanırım kedilerimi etkileyebiliyor.

kafası karışık kedi sahibi.

Başak Pirtini dedi ki...

Sevgili Çakıltaşı,
Benim de ilk bu bilgileri öğrendiğimde kafam oldukça karışmıştı. Ancak pek çok yerden bilgileri edindikten sonra hayvan sahipleri ile paylaşabilmek için özet olarak bloglar yazmaya başladım. Lütfen aşılar ile ilgili tüm bloglarımı okuyun. Aşıların çalışma mantıkları iyi yönde ancak içerdikleri üretim aşamasında kullanılan ve sonradan ayrıştırılamayan Alüminyum ve Civa'lı bileşikler hayvanın (biz olursa bizimde çocukken) vücut sistemine girdiğinde ciddi ve kalıcı hasarlara yol açıyor. Malum hastalıkla mücadele için yapılan bu koruma bazen koruduğu hastalıktan daha ciddi sorunlara da yol açabiliyor. Çoğunlukla ilk başta bu sıkıntılar ortaya çıkmayabiliyor, hayvan kuvvetli bir bünyeye sahipse ancak sonrasında tekrarlar ile (hayvanlarla yapılan senelik aşılamalar) kimyasal birikimi çok artıyor ve yıllar sonra 5-10 sene içinde kansere, böbrek, sindirim, barsak sorunlarına, şekere yol açıyor.

Madem kedileriniz hep içeride ayakkabınızla hastalık taşıyabilirsiniz ancak siz de hastalanabilirsiniz o durumda. Ne olur ki? Evin içini temiz tutarak bunu önlersiniz. Bakteri ve vürusler zaten her zaman etrafta, hatta vücudumuzda var, ancak ne zamanki bağışıklık düşüyor o zaman bizi vücut ortamında çoğalarak hasta ediyorlar. Bunun için bağışıklıklarını hayvanlarınızın kuvvetli tutun. Her zaman doğal ilaç, doğal çiğ beslenme uygulayın, enjekte dışarıdan pire damlası, iğnelerden çekinin, gerektiği zaman kullanın. Bunlara uyumlu bir veteriner hekim ile anlaşın. Ona alternatiflerin sorularını sorun. Yurtdışında yan etkisiz homeopatik ilaçlar uygulayan binlerce veteriner hekim var. Bizde de olabilir. Bu konuda amazon.com'da ingilizce hayvanlar için kitaplar satılıyor.

Parazitler için yine korunma ile ilgili bloglarım var. Pire tozu oldukça etkili bir yöntem. Ancak bence ev içindeki kedi için hiçbirşey kullanmanıza gerek yok. Zaten dışarıdan belki binde bir tane pire üzerinizde gelir de hayvana geçerse pire tarağı ile 15günde bir tarayın, kontrol edin, mekanik olarak uzaklaştırın. Parazit aşısı, kuru mama yiyenlere gerekebilir, çünkü kalitesiz etten yapılıyorlar. Ancak çiğ beslenme ve içsel olarak yenilebilir pire tozu kullanarak bunu önleyebilirsiniz. Ya da ayda bir kabak çekirdeği içini ezip 1 kaşık 4 gün boyunca mamasına katarak verin, o da kurtları dökecektir. En kolayı ancak kimyasalı eğer kakasında kurt görürseniz 3 ayda bir kullanılan haplardan yutturun, iğneden daha güvenilir olduğunu sanıyorum.

Kaka sorunu yedikleri ile ilgili, ne veriyorsanız ona bağlıdır. Çiğ beslenme yaparsanız, düzenli olarak aynı mamayı verirseniz bir süre sonra düzene girecektir.

Sevgiler,Başak