30 Ağustos 2007 Perşembe

İlk Efe'miz

Henüz 6-7 yaşındayken hep televizyondaki filmlerdeki çocuklara özenirdim. Doğumgünlerinde ufak köpekler kutu içinden çıkardı. Her zaman böyle bir şey diledim. İlk kurt köpeğimiz Efe'yi bu şekilde almadık. Ancak gazeteden yurt dışından secereli köpek getiren bir kişi ile iletişime geçtik. 5-6 yavru arasından gidip seçtik. Şimdiye kadar sahip olduğumuz ilk köpeğimiz Efe oldukça yakışıklıydı. Yolda yürürken diğer köpekler ve arabalardan biraz ürkmesine ve çekinmesine rağmen bizi çok mutlu ediyordu. Birlikte arazilere tırmanışlara gittik, çok güzel resimler çektik. Bir yandan da sorumlu bir sahip olarak tüm aşılarını, aylık pire damlalarını yaptırdık. Efe 6 aylık olana kadar bir çok rahatsızlık geçirdi. Vücudunda aşı sonrasında şişlikler, deri döküntüleri, besin alerjileri, kalça çıkığı başlangıcı... Bizimle geçirdiği 3 ayda boyunca sanırım başka hiç bir köpek bu kadar çok antibiyotik içmemiş, iğne vurulmamıştır. Ama en kötüsü 6 aylık olduğunda tam da kuduz aşısından sonra oldu. Kalbi deli gibi hızlı atmaya başladı. Durmadan hızlı soluk alıp veriyordu. Bir iki gün içinde karın boşluğuna ödem dolmaya başladı. Veteriner bir darbeden süphelendi. Ancak devamlı gözetimimiz altında olduğu için bir açıklama getiremedik. Öyle ki devamlı halsizdi, iştahı yoktu, kabızlık çekiyordu. Başını dik tutamamasına rağmen bize sevgiyle bakıyordu. Acilen hayvan kliniğine götürdük. Testler, röntgen derken bir yandan da karnındaki sıvıyı çekip serum veriyorlardı. Klinikte kaldığı 8 gün boyunca her gün okul çıkışında Efe'mizi görmeye gittik, onu sevdik, kulağına fısıldadık, bizimle olduğu için teşekkür ettik. Veteriner hekimlerin tüm çabalarına karşın Efe'mizi henüz daha yavruyken kaybettik. O gece boyunca hıçkırıklarla ağlayarak sonunda sabaha karşı uyumuşum. Annem ise ancak iki hafta boyunca devamlı ağlayarak toparlanabildi, ancak bir sene boyunca tekrar köpek konusunu açmadık. Efe'miz halen kalbimizde sahip olduğumuz, evimizin ilk köpeği olarak yaşamaya devam ediyor. Annemi 20 sene karşı çıktıktan sonra köpek aldığına mutlu eden ve şimdiye kadar gezdirdiği tek köpek Efe oldu. Eminim ki o kadar sakin olmasının, hastalığının, her şeyin bir anlamı var. Bu deneyim bize pek çok şey öğretti. Hayvanların en son günlerine kadar bizi sevmeye devam ettikleri, ne kadar hasta olsalar da bize yine de gülümsedikleri ve hayatımızı mutluluklarla doldurmaya çalışmaları gibi. Efe'ye sahip olduğumuz ve bize kattıkları için çok şanslıyız.

Efe'nin benim hayatımda oynadığı en önemli rollerden birini de şimdi farkediyorum. Onun varlığı ve yaşattığı deneyim sayesinde evcil hayvanlarıma doğal yöntemlerle bakmak konusunu araştırmaya başladım. Bugün de öğrendiklerimi blogumda okuyanlar ile paylaşıyorum. Şimdiki bilgilere o zaman sahip olsaydım belki de Efe'nin hayatında bir değişiklik yapabilirdim. Her şey için çok teşekkür ederim canım Efe'm.

Hiç yorum yok: