Pea Horsley bir hayvan iletişimcisi. Videodaki İngilizce TEDx konuşmasını dinleyebilir veya aşağıda sizin için Türkçeleştirdiğim metni okuyabilirsiniz.
***********************************
Pea Horsley: Ya hayvanlarla konuşabilseydik?
Hepimizin cep telefonları var. Peki size türler arası,
pilinizi şarj etmeniz gerekmeyen, hiçbir ücret ödemeniz gerekmeyen bir başka
türlü iletişimin mümkün olduğunu söylesem ne dersiniz? Zaten bu iletişim
şekline sahipsiniz, hepiniz. Hepiniz hayvanlarla konuşabilirsiniz. Ama
şaşırtıcı olanı onlar bize cevap verebiliyorlar. Onlarla sohbet edebiliriz.
Kaybolan Jack Russel Mermaid |
Bu Mermaid isimli Jack Russel 7 gündür kayıpmış. Kaybolduğu
yer Pea’dan 100mil uzaktaymış. Sahibi Nicki köpekler kiralamış, termal
kameralarla aramış. Pea ile çalıştığında Pea köpeğin bir kuyuya düşmüş olduğunu
söylemiş. Geçtiği yolları anlatmış. Normalde Mermaid hiç havlamayan bir
köpekmiş. Pea onunla konuşarak, Nicki’yi duyduğunda sahibinin gözlerine bakana
kadar havlamasını söylemiş. Nicki köpeğini tam Pea’nın anlattığı yerde evden 1
mil uzakta kullanılmayan eski bir su kuyusunda bulmuş. Köpeği devamlı
havlıyormuş. İtfaiye gelip köpeği çıkarmış. Nicki onu kucağına alıp gözlerine
bakana kadar köpeği havlamaya devam etmiş.
Herkes hayvanlarla konuşabilir. Bu doğuştan hepimize gelen bir
yetenek. Yerliler ve çocuklar bunu doğal olarak yapıyorlar. Çünkü halen kendi
içgüdüsel doğalarıyla iletişim halindeler.
Hayvanlarla iletişim hakkındaki haberler yayılıyor. Dünyanın her yerinde bu konuda workshoplar yapılıyor.
Hayvanlarla iletişim nedir?
Hayvanlarla telepatik olarak iletişim kurmaktır. İçgüdülere
temel olarak dayanır. Bir şeyi bilinçli olarak sorgulamadan içgüdüsel olarak
anlamaktır. Hepimiz içgüdülerimizle doğuyoruz. Her zaman aslında bu anları
yaşıyoruz. Bir arkadaşımızı düşünüyoruz ve telefon çalmıyor mu? Kedimi içeri
almalıyım diye düşündüğünüzde onu kapının önünde bulmuyor musunuz? Burada olan
şey onun enerjisini hissetmeniz. Quantum teorisindeki gelişmeler evrenin
enerjiyle dolu olduğunu söylüyor. Enerji her yerde ve her şekli alıyor. Biz de
enerji ve titreşimlerden oluşuyoruz. Etrafa kendi benzersiz enerji titreşimlerimizi
yayıyoruz. Aynı kendi benzersiz parmak izimize sahip olduğumuz gibi. Hayvanlar
da kendi benzersiz enerji imzalarını yayıyorlar. Onlar da enerji ve titreşimden
oluşuyor.
2012’de bir grup bilimadamı hayvan bilincini araştırdılar.
İnsanların bilinçli tek varlık olmadıkları sonucuna vardılar. Tüm memelilerin,
tüm kuşların ve pek çok başka canlının bilincinin olduğuna kanaat getirdiler.
“…Hayvanların bilinci ve insan bilinci arasında o kadar benzerlik vardır ki, kendimize hayvanlara nasıl ve niçin böyle davrandığımızı sorgulamamız gerekir.” Joseph Dial
Bu zamanda her 15 dakikada bir bir fil, fildişi için
öldürülüyor.
Uzmanlar 2020’de dünyadaki yabani hayvanların üçte ikisinin
yokolacağını söylüyorlar.
Bunu acilen durdurmamız gerekiyor. Bunun kuvvetli bir
yolunun onlarla iletişim kurarak olacağını söyleyebiliriz. Hayvanlarla evrensel
dili, enerjinin dilini kullanarak iletişim kurabiliriz. Algıladığımız enerji
izlenimlerini anladığımız dile çevirebiliriz. Enerji dili aynı zamanda
bedenimiz tarafından tüm duyularımızda algılanır ve yorumlanır. Bir görüntü,
bir düşünce, bir koku, bir tat veya bir görüntü hissedebiliriz. Bir içgüdüsel
duygu, bir bilme halinde olabiliriz.
Kayıp ördek Lucy |
Lucy kaybolduğuna “Bus (otobüs) Stop (durak, durmak)”
kelimelerini iletmiş. Onu bir otobüs durağı yanında değil, eski bozuk duran bir
otobüs yanında bulmuşlar. Hayvanları bulmak için onlarla iletişim kurabiliriz.
Onların ne düşündüğünü duymak ve bilmek harika olmaz mıydı?
Bazen Pea kedisi Texas’a nerede olduğunda aldığı cevap “önemsiz
bir kedi işi” şekilde oluyormuş. Sonra da iletişimi kesiyormuş. Hayvanların da
kendi özgür iradeleri var. Konuşmak istemedikleri zamanlar da oluyor. Onlarla
konuştuğumuzda koşulsuz bir sevgiyi ifade ettiğimizde bu iki tarafın da
birbirini anlamasını sağlıyor. Bu onları kontrol etmek, onlara hakim olmak ya
da istediklerimizi yaptırmak değil. Hayvanlar ürün değil. Onlar hisleri olan
varlıklar. Onlarla iletişim kurmak ve duygularını ifade etmeleri için onlara
bir şans vermek gerçekten değişime, dönüşüme ve şifalanmaya katkıda
bulunabilir.
Davranış bozukluğu gösteren Moscow |
Moscow tehlikeli olarak etiketlenmiş bir aygırmış. Biniş
sırasında delicesine koşarak üstündekileri kaçırıyormuş. 4 yıl kapalı kalmış.
Başka atlarla iletişim de kurmamış. Hiç dışarıyla ilgilenmiyormuş. Sahibi
çeşitli at uzmanlarına göstermiş. Moscow, Pea ile iletişiminde bir at
arkadaşını özlediğini söylemiş. Aynı
zamanda özgüveni düşükmüş. Ona duygularını ifade etmesi için bir şans vermek ve
sanki insanların aldığı psikolojik danışmanlık seansları gibi gerçekten
dinlendiğini hissettirmek onu birkaç ay içinde değiştirmiş. Tekrar özgüvenini
kazanmış. Dresaj yarışmalarını kazanmaya başlamış. Bunların üstüne başkalarına
empati göstermeye başlamış. Eğer bir binici kendini kötü hissediyorsa onun
yanına gidip boynuyla ona sarılmaya ve kendini iyi hissedene kadar öyle
kalıyormuş. Eğer yeni bir at geldiyse ve yer değişikliğinden dolayı huzursuz
hissediyorsa burnunu o ata koyup yeni gelen at sakinleşinceye kadar öyle
kalmaya başlamış.
Domestik hayvanlarla iletişim kurabiliriz. Ancak bu sadece
onlarla sınırlı değil, özgür ya da tutsak yaşayan yabani hayvanlarla da
iletişim kurabiliriz. Biz tüm canlılarla iletişim kurabiliriz, aslanlarla,
yunuslarla, balinalarla, sineklerle, farelerle, böceklerle…
Trevor gibi kobaylarla…
Sofie gibi tavuklarla…
Estie gibi ineklerle…
Tek limit bizim koyacağımız limittir.
“Yunuslarla 12
yıl boyunca çalıştıktan sonra limitin onların içinde değil, limitin kendi içimizde olduğunu buldum.
Böylece gidip kendime sormam gerekiyordu ‘Ben kimim?’ diye.” Nörolog Dr. John C.
Lilly
Pea diyor ki:
“Hayvanlara yardımcı olmak isteyen insanlar yaptığım
workshoplara geliyor ve farkediyorlar ki hayvanlar onlara yardımcı oluyor. Hayvanlar
gerçekte kim olduğumuzu bize anlatıyor, biz doğanın bir parçasıyız. Köpeğim Morgan’ı
barınaktan sahiplendikten sonra hayatımın amacını buldum, beni hayvanlarla
iletişimle tanıştırdı. Bu çalışmayı yapmaktan dolayı çok şeref duyuyorum.
Ayrıca diğer yaşlı köpeğim Bodie’ye yardımcı olabildiğim için çok gururluyum. Birkaç
hafta önce bu konuşmayı yazarken Bodie hayatının sonuna yaklaşıyordu. Hayvanlarla
iletişim kurabildiğim için ona ne istediğini sordum. Benden ne istiyordu? Son haftalarında,
son günlerinde, son saatlerinde onun isteklerini yerine getirebilme şerefine
sahip oldum.
Gerçek şu ki hayvanların söyleyecekleri şeyler var ve sadece
bizim dinlememizi bekliyorlar!
Hepinizi bu konuşmayı başlatmak için davet ediyorum.”
Kaynak: Pea Horsley, Hayvan İletişimcisi, TEDx konuşmacısı, www.animalthoughts.com
****************************
****************************
Başak Pirtini
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder